1 Ağustos 2013 Perşembe

Nasıl Kilo Verilir? Nasıl Skinny Girl olunur?

Merak etmeyin, size "Sağlıklı zayıflama yolları" veya ne biliyim "1 ayda 10 kilo vermek" gibi şeylerden bahsetmiycem.
Daha önceki yazımda dediğim gibi bugün diyete başladım. Bu sefer öyle gelip geçici diyetlerden değil yapacağım diyet. Gerçekten kararlıyım. Bu sefer kilo vericem. Bende zayıf olucam. İstediğimi rahatça giyebilicem. Eğer sizde zayıflamaya karar verdiyseniz, işte bunu nasıl başaracağınızı anlatacak yazıma başlıyorum.

Yapmanız gereken ilk şey; Gerçekten kararlı olmak.

Yapılması en basit gibi görünse de aslında en zor olanı. Çünkü herkes için "Diyete başlıyorum" demek kolaydır. Ancak bunlardan kaç tanesi o diyeti devam ettiriyor?
Bu yüzden eğer gerçekten kilo vermeye kendinizi inandırdıysanız herşey daha kolay olur. Öteki türlü ikinci günden sonra zaten pek başarılı gitmeyen diyetiniz son bulur.

Eğer birinci aşamayı geçtiyseniz şimdi yapmanız gereken ikinci noktaya geldik; İştahınızı kapatmak.

Biliyorum bunu yapmak gerçekten zor. Çünkü bizde insanız yani. Ağzımızı tutmak zor bişey. Hele benim gibi çöp mideyseniz gerçekten zor. Ama imkansız değil.
Bence iştahınızı kapatabileceğiniz en etkili yollardan biri diğer zayıf kızlara özenmek. Onların toplumda daha çok beğenildiğini hatırlamak. (Kiloluları küçümsemek gibi bir amacım kesinlikle yok. Lütfen yanlış anlamayın)
Mesela acıktığınızda aklınıza aşağıdaki kızların vücutlarını getirerek motivasyonunuzu arttırabilirsiniz.

Açıkçası benim bunun gibi zayıf kızları görünce iştahım kapanıyo. "Neden onlar istedikleri şeyleri hiç çekinmeden giyebiliyolar da ben giyemiyorum?" sorusunu soruyorum kendime.
İstediğini giyememenin yanı sıra dışarıdan çirkin bir görüntüde oluşturuyor kilo. Hadi bazıları sağlık nedenlerinden dolayı kilolu da ya diğerleri? Onlar ağzını tutumayıp günde 10 öğün beslenen grup.
Her neyse konumuza dönelim.

İştah kapatmanın bir diğer yoluda yediğiniz şeylerin hangi koşullarda hazırlandığını düşünmek. Mesela en basitinden "Mc Donald's"" veya diğer fast food ürünleri. Biliyorum, yumuşacık hamburgere, yağlı patateslere karşı koymak çok zor. Bende beceremiyodum taa ki onların nasıl hazırlandığını öğrenene kadar.
İşte aşağıda Mc Donald'sın gerçek yüzü.

 

Sol taraftaki fotoğraf hepimizin gözünü boyayan Mc Donald'sın dış yüzü. Sağ taraftaki ise çilekli dondurma veya bazı kişilerin görüşüyle yılana benzeyen ancak bunlardan tamamen alakasız  olan Mc Donalds'ın kıyması. Sizi bilemicem ancak ben yediğim şeyin böyle yapıldığını öğrenince midem bulandı. Artık her Mc Donald's gördüğümde aklıma bu fotoğraf geliyo. Böylelikle yemekten kendimi alıkoyuyorum.
Fast Food'un yapım aşaması dışında birde yedikten sonra ki olacakları düşünün.



"Yani ablacım zaten deniz simidi gibi şişmişsin daha ne yiyon?" diyosunuz belki ancak böyle yemeye devam ederseniz ileride sizinde böyle, hatta belki daha da kötü olabileceğinizi aklınızın bir köşesine kazıyın. Ayrıca fast food sadece kilo aldırmıyor. Bunun yanı sıra kansere yol açıyor!
Sadece fast foodu değil. Bir süre için hayatınızdan çikolata, cips gibi şeyleri çıkarın. Eğer canınız çok isterse küçük bir parça çikolata yiyin ancak devamını getirmeyin.




Eğer sizde kendinizi tutamayıp sürekli yiyenlerdenseniz yapmanız gereken birkaç basit şey var.
Bunlardan bir tanesi sakız çiğnemek. Özellikle naneli sakız çiğnemek gerçekten uzun süreli tokluk yaratıyor midede. Çiğnemek istediğiniz sakız damak zevkinize göre değişebilir ancak beni tok tutan sakız; Vivident Cube. Bilmeyenler vardır diye fotoğrafını paylaşmak istiyorum :D


 Sakız çiğnemeyi sevmiyorsanız yemeklerden önce 2 bardak su içerek veya kendinize ara öğün hazırlayarakta az yemek yemeyi sağlayabilirsiniz.
Ara öğün için önerilerim;
1)Meyve
Meyve zaten sağlıklı diyerek meyve yemeyide abartırsanız kilo verebileceğinizi zannetmiyorum. Unutmayın! Herşeyin fazlası zarar ve bence fazla kalori demek.
2)Ülker Kellogg's K-Bar
Marketlerde belki çikolatalara bakmaktan dikkatinizi çekmemiş olabilir çünkü benim hiç çekmemişti. Bugün kendimi sadece diyet ürünler almak üzere şartladım ve markete gittim. Ancak öyle dikkatimi çekti. Alıyım bari dedim. 3 saat boyunca hiç acıkmadım. Tadı güzel olup çok kalorili yiyeceğin olmadığına inanırdım ancak varmış. Denemenizi öneririm.

Sadece yemek yemeyerek zayıflayamazsınız. Spor yapmanız gerekiyor.

Eğer sadece yediğiniz yemeğin miktarını azaltıp başka hiçbir şey yapmazsanız kilo vermeniz tabiki mümkün ancak hayal ettiğiniz vücuda kavuşmanız malesef imkansız. Yemek yememenin dışında spor da yapmanız gerekiyor. Size spor salonlarına yazılmanızı hiç tavsiye etmem. Para vermeden de yapabileceğiniz birsürü spor var. En basitinden yürüyüş. Her sabah kahvaltıdan önce ve akşam yemeğinden önce 45 dakika yürüyüşten zarar gelmez. Eğer evde spor yapmak isterseniz en çok zayıflatan sporlardan biri olan ip atlamayı yapabilirsiniz. İp atlamak gerçekten çok kilo verdiriyor.

"Zayıfsanız herşey çok daha güzel ve siz daha mutlusunuz" felsefesiyle yaşayın.

Gerçektende zayıf olan insanlar çok daha mutlu. Özellikle alışveriş yaparken. Çünkü hangi kıyafet beni zayıf gösterir diye düşünmeden beğendikleri herşeyi alabiliyorlar. Veya ne biliyim sadece bol tişörtlere,siyah kıyafetlere bakmaları gerekmiyor.
Şöyle düşünün. Bir elbise giydiniz. Zayıfken mi daha çok yakışır yoksa kiloluyken mi? Veya zayıfken mi daha cesurca giyersiniz kiloluyken mi? İşte bu sorunun cevabını aşağıdaki fotoğraf veriyor.


Tamam ikiside farklı model olabilir ancak renkleri aynı. Siz karar verin kime daha çok yakışmış?

Son olarak bahsetmek istediğim şey son günlerin yeni takıntısı thigh gap!

Bu takıntı bende de var. Çünkü thigh gap ölçüsünde olduğunda güzel duran birşey. Açıkçası bacaklarımın birbirine yapışmasındansa azıcık ayrık olmasını tercih ederim. Nasıl thigh gap yaparım diye araştırdım ve youtube'daki videoların işe yarayacağını düşündüm. Thigh Gap Exercises yazarsanız ve onları günde yarım saat yaparsanız faydalı olacaktır.
Tabi ki herkesin thigh gapi olacak diye bir kural yok. Veya thigh gapi olmayanın bacakları çirkindir düşüncesi de çok yanlış. Thigh gap, tamamen size kalmış bir durum. Mesela ben bacaklarımın bu kızlar gibi olmasını çok isterim.




Diyetteyken;

1)Yediğiniz herşeyin kalorisini hesaplamayın
2)Sakın öğün atlamayın
3)Hergün aynı saatlerde yemeye çalışın
4)Günde 2 litreden fazla su için
5)Uyku düzeninizi bozmayın. Yoksa metabolizmanızın düzeni de bozulur.
6)Az zamanda çok kilo vermek sağlıklı değildir. İdeal olan düzenli beslenerek ayda en fazla 3 kilo vermektir.


Ve son olarak eklemek istediğim birkaç şey daha var. Ben bu yazıyı zayıflamak isteyenler için yardımcı olsun diye yazdım. Kesinlikle kilolu kişileri aşağılamak gibi bir amacım yok.
Nasıl mutluysanız öyle yaşayın. Herşeyden önce kendinizle barışık olun. Kiloluysanız ve kendinizi öyle seviyorsanız kimse size birşey deme hakkına sahip değil.

Herşeyi kendiniz için yapın, başkaları için değil!


Şimdi en başta yazdığım gibi karar verin. Zayıflamayı gerçekten istiyor musunuz? O halde sakın pazartesi başlarım diyerek pazartesiyi beklemeyin. Hemen, yarın başlayın diyetinize. Şimdiden kolay gelsin :D


Umarım azda olsa sizlere yardımcı olabilmişimdir. Buraya kadar sıkılmadan okuduysanız teşekkür ederim :)
 
 
 
 

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Yalnızlık

Size de bazen kimseniz yokmuş gibi geliyor mu? Ne biliyim, ölseniz kimsenin haberi olmayacakmış gibi? Ya da yalnız ölecekmişsiniz gibi?  İşte o bahsettiğim şey bana çok sık olmaya başladı şu aralar.
Aslında etrafıma bakınca kimsem yok değil. Annem var, babam var, arkadaşlarım var. Ancak ne biliyim sanki hiçbiri benim sorunlarımla, ne hissettiğimle ilgilenmiyormuş gibi geliyor.
Hani herkesin Best Friend Forever olarak adlandırdığı en yakın arkadaşı vardır ya bir tane. İşte benim yok. Yakın arkadaşlarım var. Ama en yakınım diyebileceğim, kardeşim diyebileceğim kimsem yok. Herşeyimi korkmadan anlatabileceğim daha doğrusu yazabileceğim bir tek günlüğüm var. Onun dışında kimsem yok. Kimden hoşlandığımı söylesem dalga geçecek arkadaşlarım var. Daha en sevdiğim şeylerin, en nefret ettiğim şeylerin neler olduğunu söyleyemeyecek "Yakın" arkadaşlarım var. E durum böyleyken ben kime neyimi anlatabilirim? Kime güvenebilirim?
Bazen sadece kulaklığımı takıp son ses müzik dinlemek, bağırmak istiyorum. Bazen ise sadece bazı anıları ve birkaç kişiyi hayatımdan sonsuza dek çıkarmak istiyorum. Aslında çıkarmak değil. Hiç tanışmamışız gibi devam etmek.
Belki bu yazdığımı çok ergence buldunuz, belki de okurken "Oha aynı ben" dediniz. Bilmiyorum. Ancak okuduğunuz için teşekkür ederim.


Not: Eğer bu yazıyı okuyup "Oha aynı ben" diyen bölümdeyseniz işte size dinlemenizi önerdiğim birkaç şarkı. Zaten bende bu yazıyı yazarken bu şarkıları dinledim :)

Pinhani- Dön Bak Dünyaya




Şebnem Ferah - Yalnız
















Nil Burak - Yalnızım Ben (Sözleri beni en iyi anlatan şarkılardan biri)

30 Temmuz 2013 Salı

İnsanlığın bir üst modeli; Victoria's Secret Melekleri

Kıskanıyoruz falan da şimdi kabul edelim Victoria's Secret (her ne kadar çoğu kişi Victoria Secret dese bile) diye bir gerçek var. Bu yayınımda sizlere en beğendiğim VS mankenlerini tanıtıcam.


1)ADRİANA LİMA

Herkesin gözdesi olan, gerçekten kıskanılacak bir yüze ve vücuda sahip Adriana Lima, 12 Haziran 1981 Brezilya doğumlu. Gözümüze hâlâ çok genç gibi gelse de şaka maka kadın 32 yaşında. Vay be.
Adriana Lima, 13 yaşında alışveriş yaparken keşfedildi. Bizde anca boş boş mağazalarda dolanalım.
Asıl büyük çıkışı Dominik’li sevgilisi Alberto ile birlikte çalıştıkları ve Times Square’deki reklam tablosuna asılan Vassarette billboard reklamıyla gerçekleşti. Türkiye'de bu kadar tanınması ise maşallah her programı sunan Acun Ilıcalı sayesinde gerçekleşti.
2003 yılında dünyaca ünlü Victoria's Secret'ta açılış mankeni oldu.

Eğer tanımayan varsa aranızda ve tipi nasılmış bi bakıyım diyerek vikipediyi açacaksanız, açmayın. Çünkü karşınıza Adriana Lima'nın bu sünepe hali gelecek. 
Herşeyi bilen Vikipedi, Adriana Limanın güzel fotoğrafını koymamış ya..


Bu fotoğraf sizi yanıltmasın çünkü aşağıda gerçek Adriana Lima var!

Evet insan bu kadına bakınca kendini insan olarak görmekten vazgeçiyor. Bu kadın ne ya? Allam benim ne günahım vardı da beni böyle yarattın diyorum Adriana Lima'ya bakınca.
Sağ alttaki fotoğraf, bir insanın nasıl kusursuz olduğunun kanıtı.

Açıkçası ben Adriana Lima'nın siyah saçlı hallerini daha çok beğeniyorum. Onu daha çekici ve daha kadınsı yapıyor. Sizce?


Yüz güzelliği tartışılmaz zaten de gelin birde vücuduna bakalım ve tekrar kendimizden soğuyalım :):)):)

Adriana Lima 178 boyunda ve 55 kilo.       Bence kaybettiği tek şey ayak numarasının 41 olması.
Vücut Ölçüleri: 86-58-84                            Onun dışında herşeyiyle mükemmel.


 
Kocasının tipini her ne kadar beğenmesem de bence güzel bir aile oluşturuyorlar. Ha bebeği görünce aklıma şey geldi..Bu kadın doğum yaptı ve vücudunda değişim yok. Biz Türkler hamileyken onu ye bunu ye şunu ye,doğum yapınca da yok sütün olmaz ondan da ye falan filan. Sonra da "Off bu kadın nasıl kilo almadı hamileliğinde?" diye şikayet ediyor kadınlarımız. E gülüm bi oturuşta bütün dünyaya yetecek kadar yersen tabi kilo alırsın.


2)MİRANDA KERR

Güzelliğinden çok sevimli yüzüyle bilinen Miranda Kerr, 20 Nisan 1983 Avusturalya doğumludur.
13 yaşındayken Dolly adlı gençlik magazin dergisinin düzenlediği kapak yüzü yarışmasında birinci olmasıyla ünlü olma yolunda ilk adımı atmıştır.
Miranda Kerr, Victoria's Secret'a katılan ilk Avusturalyalı mankendir. 2006 yılından beri Victoria's Secret mankenidir ancak fazla para kazandırmadığı düşüncesiyle Nisan 2013'te işinden atılmıştır.
Ve böylelikle bana göre en güzel mankenlerinden birini kaybetti VS.
2010 yılında Orlando Bloom ile evlendi ve 2011 yılında oğlu dünyaya geldi.

Miranda'nın yüzüne ve fiziğine bakacak olursak;

 
 
 Dediğim gibi, bence Miranda acayip güzel bir kadın değil ancak güleryüzlü olması ve sevimliliği onu çekici yapıyor. Göz yapısını "kısık göz" olarak adlandırabiliriz. Bana göre biraz bebeksi bir suratı var ancak çok tatlı :D
Bazıları Miranda için kedi gibi dese de bence alakası yok. Kaç tane Victoria's Secret kedisi görüdünüz?
Ayrıca Miranda'nın Victoria's Secret ile yollarını ayırması benim için resmen hayal kırıklığı oldu. Kendi mi ayrıldı yoksa atıldı mı bilmem ancak eğer atıldıysa VS çok şey kaybeder. Güzelim kız daha ne istiyosunuz.

Eğer VS Fashion Show izliyorsanız bilirsiniz Miranda'nın vücut güzelliğini ancak bilmeyenler için fotoğraf eklemek istedim.




Bence VS'nin en güzel meleklerinden birisi Miranda Kerr.      

Boyu:175
Kilosu: 51
Vücut Ölçüleri: 81-61-86
Bedeni: 36

Aslında Victoria's Secret modellerinden ailesini en çok beğendiğim kişi Miranda. Orlando Bloom ile çok yakışıyorlar ve gerçekten çok tatlı bir oğulları var. Umarım onlarda sonradan boşanan ünlüler gibi olmazlar.


 
 Ayy ne kadar da çok yakışıyolar dimi? Ve dikkat ettiyseniz Miranda'nın hamileyken bile maşallahı var. O zaman bile çok bakımlı ve zayıf.
Oğulları Flynn ise çok tatlı. Tabi benimde annem Miranda babam Orlando olsa bende öyle olurum. Ne diyelim allah analı babalı büyütsün. Kısacası çok güzel bir aile. Perfect.


3)DOUTZEN KROES

Victoria's Secret'ın en beğenilen mankenlerinden biri olan Doutzen Kroes, 23 Ocak 1985 Hollanda doğumlu.
2005 yılında vogue.com okurları tarafından yılın modeli seçildi ki bence hak ediyor.
Forbes tarafından yapılan "Dünyanın en çok kazanan 15 modeli" listesinde, kazandığı 6 milyon dolarla Nisan 2008'de 5. sırada yer aldı.

Doutzen Kroes benim hem yüzünü hemde vücudunu çok beğendiğim bir manken.
İşte Doutzen Kroes'in kıskanılacak güzelliği..



Çok güzel değil mi? Hem çok güzel, hem çok  çekici hemde çok sempatik. Yani neredetse kusursuz denilebilecek tarzda. Kendisi en beğendiğim birkaç VS mankeni arasında. (Zaten o nedenle buraya yazıyorum)

Kusursuz yüzünün yanında birde azıcık büyük poposu dışında kusursuz bir fiziğe de sahip. Tek beğenmediğim şey Ebru Şallı gibi karnının kaslı olması. O da spor yapmasından dolayıdır. Herkes benim gibi evde yatmadığı için.

 
 
Şu fiziğe bakar mısınız allah aşkına? Bu ne olum. Bu kızsa ben neyim?

Boyu: 178
Kilosu: 54
Vücut ölçüleri: 89-62-93
Bedeni: 36
Ayakkabı numarası: 41 (o da Adriana gibi bu konuda biraz şanssız)

Doutzen Kroes'ta evli ve bir çocuk sahibi olmasına rağmen güzelim vücudunu koruyup, 1 gıdım değişmeyenler arasında.



Açıkçası Miranda ve Orlando kadar yakıştıramıyorum nedense ancak yinede sempatik bir çift. Oğulları da çok tatlı. Güzel bir aile.

4)CANDİCE SWANEPOEL

Candice, 20 Ekim 1988 Güney Afrika doğumludur.
15 yaşındayken Durban'daki bir bitpazarında keşfedildi. (Bizdeki bitpazarında anca don alan teyzeler var)
2007 ve 2008 yıllarında Victoria's Secret moda şovlarında podyuma çıkmıştır. Aynı zamanda ülkemizdeki Zeki Triko'nun da yaz kataloğunda modellik yaptı.

Bence Candice tam bir queen. Hem genç, hem yüzü güzel, hem vücudu güzel. Güzel de güzel.


 
 
Belki Adriana Lima kadar kusursuz değil ama çok seksi ve bir o kadar da güzel.

Şimdi diyebilirsiniz bende o kadar makyaj yapsam güzel olurum diye. Bunu dememeniz için işte aşağıda makyajsız hali.


Eğer şu an yüzünüzde makyaj varsa gidin silin, bakalım hala güzel olmaya devam edebilicek misiniz. İşte Candice öyle değil. Makyajsız hali korku filmlerindeki tiplere benzemiyor. Doğal güzellik dedikleri bu olsa gerek. (Bende hiç olmadığı için bilemiyorum)

Ve tabiki Candice'i Queen yapan bir diğer şey de fiziği.

 
Şu mükemmelliğe bakın. Candice benim gözümde hep farklıydı. Hakkında yazı yazınca bir kez daha farklı tutmamın doğruluğunu anlamış oldum.

Boyu: 175
Kilosu: 55
Vücut Ölçüleri: 84-59-87
Bedeni: 34
Ayakkabı Numarası: 38 (Koca ayak değil)

Sıra geldi yazacağım son modele.

5)BARBARA PALVİN

Barbara Palvin, 8 Ekim 1993 Macaristan doğumlu. 2006 yılında, 13 yaşındayken Budapeşte sokaklarında keşfedildi. (Bu ne bi ben kaldım keşfedilmemiş. Zaten bu tipimle nah keşfedilirim)
models.com'un Top 50 Models Women anketinde 40. seçilmiştir.
Vücudu çok güzel olmasa bile yüz güzelliğinden dolayı Victoria's Secret'a kabul edilmiştir. 2012 yılında ise orada modelliğe başlamıştır.
Barbara henüz diğerlerine göre küçük olmasına rağmen çok beğendiğim bir manken. Bence yüzünde çok farklı bir güzellik var. Yakından incelemek isterseniz;

 
 
 
Nedense Barbara'ya bakınca 20 yaşında bir kız değilde, olgunlaşmış bir kadın görüyorum. Belki de onu özel ve güzel yapan şey olgun olmasıdır. Bilmiyorum.


 
Vücudu çok güzel değil derken iğrenç birşey hayal etmiş olabilirsiniz belki ancak güzel değilden kastım tam bir manken vücudu yok. Yaşı küçük olduğundan dolayı olabilir. Aslında benim güzel değil deme hakkım yok. Sanki ben çok mu harikayım yani. Kız güzel, vücudu da güzel. VS'ye de kabul edildiyse bana laf düşmez.

Boyu: 173
Kilosu: 51
Vücut Ölçüleri: 83-58-89
Bedeni: 34

Yazdığım bu 5 modeli güzelliklerine göre sıralayacak olursam işte sıralamam;

1)Adriana Lima
2)Candice Swanepoel
3)Doutzen Kroes
4)Miranda Kerr
5)Barbara Palvin

Vücut güzellikleri sıralamam ise;

1)Miranda Kerr
2)Candice Swanepoel
3)Adriana Lima
4)Doutzen Kroes
5)Barbara Palvin


Evet sanırım en çok uğraşarak yazdığım yazı bu oldu. Yazarken aynı zamanda eğlendim de. Eğer sizde sonuna kadar sıkılmadan okuduysanız (umarım sizi sıkmamışımdır) çok teşekkür ederim. İyi veya kötü, her yorumunuza açığım. Teşekkürler.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Fashion

Ben öyle modayla çok ilgilenen biri değilimdir. Hani marka adlarını falan bilirim ama 7/24 oturup Fashion Tv izlemem veya oturup saatlerce Vogue okumam. Dolabımda ne bulursam onu giyerim.
Giyinmem sadece 5 dakika sürmesine rağmen genelde herkes kıyafetlerimi beğenir. Bu da bana blogumda "Fashion" konulu yayın yapmamda yardımcı oldu.

 İlk olarak bahsetmek istediğim şey marka takıntısı olan ruh hastaları! Yok Chanel'miş, yok Burberry'miş yok Harvey Nichols'muş.. Peh. Tabi ki bu bahsettiklerim küçümsenecek markalar değil ancak herkes oradan giyinecek diye bir kural da yok. Zaten genelde zenginler oradan giyiniyor. İşte kızdığım nokta da bu. Her zengin kişi marka giyinmek zorunda değil. Tamam, benimde pahalı markalarda beğendiğim kıyafetler yok değil ancak oralardan giyinip hava atma çabamda yok.

Mesela aşağıda hemen hemen aynı kıyafetin fiyatına bakın.

Açıkçası ucuz olanda ayakkabı dışında her şeyi beğendim.Eğer kalite açısından bakacak olursak evet, belki pahalı olan daha uzun dayanıyordur ancak kimse bir pantolon alıp 5 yıl giymez.

Sizde benim gibi marka takıntısı olmayan, sadece üzerinizde güzel duran kıyafetler arıyorsanız işte size birkaç marka önerim;











1)H&M

H&M hemen hemen her yaş grubuna ve her vücut yapısa uygun kıyafetler bulabileceğiniz, fiyatları gayet uygun olan bir marka. Kıyafetin yanı sıra ayakkabı, aksesuar, çanta ve iç çamaşırı da bulabilirsiniz. Ben bu mağazadan bir kot pantolon almıştım ve uzun süredir giyiyorum. Yani ürünleri de kalite bakımından güzel.
H&M'e daha yakından göz atmak için http://www.hm.com/tr/ ziyaret edebilirsiniz. (Sağ üst köşedeki deneme kabini bölümünden istediğiniz kombini yaratabilirsiniz)

2)ZARA

Zara, H&M'e göre fiyatları biraz daha pahalı bir marka. Ancak hem fiyatı uygun, hem de şık kıyafetler de bulabilirsiniz. Zara'da kadınlar için iki bölüm var ; Women ve TRF.
Women bölümü biraz daha iş kıyafetleri tarzında fakat kışın güzel kazaklar oluyor. TRF bölümü ise daha çok gençlere yönelik.


Zara'dan yandaki gibi bir kombin yapmak isterseniz;

Tişört: 29.90 TL
Jean: 59.90 TL

Açıkçası ben Zara'nın yaz koleksiyonunu pek beğenmiyorum. Kışın daha güzel gömlekler, kazaklar, pantolonlar ve çizmeler oluyor. O yüzden Zara'ya kışın bakmanızı tavsiye ederim.
Zara'ya daha yakından göz atmak isterseniz http://www.zara.com/tr/ ziyaret edebilirsiniz.









3)STRADİVARİUS / PULL&BEAR /BERSHKA

Bu üç markanın sahibi ve tasarımcısı aynı kişi olduğundan birlikte yazmak istedim.
Hemen hemen üçünde de aynı tarz kıyafetler olmasına rağmen benim en çok beğendiğim Stradivarius. Belkide erkek bölümü olmadığı içindir ama bilmiyorum hoşuma giden daha çok kıyafet var orada.
Fiyatlara gelince.. Bazı kıyafetlerin fıyatı abartılı olsa bile genel olarak uçuk fiyatlar yoktur.
Beden olarak ise şu ana kadar 42'den yüksek beden görmedim. Eğer bu üç mağazadan pantolon almayı düşünüyorsanız 32,34 ve 36 beden olanlara tavsiye ederim çünkü bacak bölümü bacağınıza yapışıyor bu nedenle zayıfsanız almanızda yarar var. Halbuki Türkiye'de büyük beden pantolon yapmalılar çünkü biz Türkler genellikle koca popoluyuz.
Tarz olarak genellikle basic, yani günlük kıyafet olarak adlandırdığımız kıyafetler bulabilirsiniz.

                                                          


Stradivarius'ta en beğendiğim şey gömlekler. Gerçekten güzel gömlekler (spor gömlek) bulabilirsiniz.
Eğer indirim zamanı giderseniz bu tarz gömlekleri Stradivarius'tan 19.90 TL'ye alabilirsiniz.

Stradivarius'a daha yakından göz atmak için http://www.stradivarius.com/














Bershka'da daha çok üzeri baskılı tişörtlere rastlayabilirsiniz. Hani benim pek tarzım olmadığı için Bershka'da fazla zaman geçirmem ancak ara sıra hoşuma giden kıyafetlerde bulabiliyorum.

 Mesela normal zamanda 25-30 TL'ye alacağınız bu tarz kolsuz tişörtleri indirim zamanı 12.95 TL'ye alabilirsiniz.
Şort almak isterseniz de genellikle fotoğraftaki şort gibi kısa şortlar var.
Ayakkabılar da düz ayakkabı bulmak pek mümkün değil. Daha çok topuklu ayakkabılar var.

Bershka'ya bakmak isterseniz http://www.bershka.com/









Pull&Bear bu üç mağaza arasında kendi tarzınızı yaratabileceğiniz, günlük kıyafetlerden çok, şık kıyafetlere rastlayabileceğiniz yer.
Pull&Bear'da benim dikkatimi çeken şey elbiseler. Spor elbiselerden, özel günlerde giyebileceğiniz elbiselere kadar birçok elbiseyle karşılaşabilirsiniz. Kışın ise kazaklar ön plana çıkıyor benim gözümde. Eğer yazın kendinize şort arıyorsanız güzel şortlar bulabilirsiniz.

Pull&Bear'a göz atmak için
 http://www.pullandbear.com/







Bu mağazalardan başka güzel mağaza olarak önerilerim ;
1) Mango
2)Koton
3)Gap
4)Taily Weijl


Umarım azda olsa aklınızda yeni fikirler oluşmasına yardımcı olabilmişimdir. Yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim :)

28 Temmuz 2013 Pazar

Klasik Bir Pazartesi Diyeti

Acaba ne hakkında yazsam diye uzun süre düşündüm. Sonra fark ettim ki son günlerde sürekli aklıma takılan bir problemim var; Kilolarım!
Aslında bu sadece benim problemim değildir eminim. Birçok kız, neredeyse tüm genç kızlar, fazla kiloları olmasından şikayetçi. Tabiki aralarından bazıları zayıf olduğunu bile bile söylenenler. Bazıları da gerçekten benim gibi olanlar. Hani ben öyle toplumumuzda "dobiş" veya "şişko patates" olarak adlandırılan grupta değilim ancak kiloluyum. Boyum 167 civarı. Zayıf olmak için 55'ten az olmam gerekirken benim kilom 60'larda! Anlamışsınızdır ne demek istediğimi. Ve tabiki nasıl göründüğümü. Bende her pazartesi "Tamam bugün ciddi diyete başlıyorum. Tatlı yemek yok. Akşam 6'dan sonra yemek yemek yok." diyorum. Peki gerçekte ne mi oluyor? Sürekli olarak evde çikolata, cips vb. şeyler yiyorum. İki saatte bir acıkıyorum ve devamlı anneme "Anneeaa yemekte ne var?" diye anırıyorum. Ama bu sefer GERÇEKTEN kararlıyım. Kilo vericem. Bende "skinny girl" olucam. Bende erkeklerin beğendiği bir kız olucam. Bende alışverişe gidip, hangisi beni zayıf gösterir diye düşünmeden istediğimi alıcam. Ve tabiki en önemlisi bende sağlıklı bir kız olucam. Hem zayıf olursam kendime güveniminde geleceğini düşünüyorum.
Eğer sizde zayıflamak isteyen bir kızsanız doğru yerdesiniz. 1 Ağustostan itibaren diyetime
başlıyorum. Sizde bana katılmak veya destek olmak isterseniz blogumu okumanız yeterli olacaktır :)

Not: 1 Ağustos'ta yayınlayacağım "Nasıl kilo verilir?" adlı başlıkla sizlere yardımcı olmaya çalışacağım.

Yeni Blogum

Aslında bu benim ilk blogum değil. Daha önce birilerinden görüp bir blog açmıştım. Dünyanın en saçma bloguydu. Zaten hiçbir paylaşımda yapmıyordum. Ama bu sefer farklı. Bu benim gerçekten uğraşarak yazılar yazacağım blog.
Özellikle adımı vermedim. Kimse benim kim olduğumu bilmezse belki kendimi daha rahat anlatabilirim sizlere. İçimden gelen her şeyi rahatça yazabilirim. Biliyorum kimse oturup, bir blogu saatlerce okumaz. Ancak ben okunabilir olması için çabalayacağım.Yazmamı istediğiniz konularda bana her zaman önerilerde bulunabilirsiniz.
Daha fazla ne yazabilirim bilmiyorum. Zaten yayınlarımı okudukça beni tanıyacağınızı düşünüyorum. Kim bilir belki bir gün kim olduğumu açıklarım ;)